İnsan hareketleri
Biyomekanik Kinematik ve Kinetik olmak üzere iki ana başlıkta incelenmektedir.
Kinematik; hareketleri miktar ve kalite yönünden inceleyip analiz eder. Yani,
hareket sırasında vücudun veya kullanılan aletin hızına, uzaklığına,
yüksekliğine ve düzgünlüğüne bakar. Kinetik ise hareketin geliş faktörlerini
inceler. Enerji güç ve verimlilik konularını ele alır.
Kinetikte
statik hareket denge durumundaki hareketleri, dinamik hareket ise farklı
kuvvetlere bağlı olarak hareket değişimlerini inceler.
Masa
tenisinde, bir vuruş periyodunda vücut, kontrol ve intikal süreleri içinde
statik hareket, vuruş süresi içinde de dinamik hareket yapmaktadır. Oyun süresi
içinde statik hareketle dinamik hareket birbiriyle ortalama 0.50 sn ile 1 sn
arasında değişme göstermektedir. Bu değişim süresi diğer branşlarda daha uzun
sürelerde yapılmaktadır. Oyuna iştirak eden kasların kasılma ve gevşeme durumları
bu çok kısa zaman aralığında ard arda yapılmaktadır. Ayrıca kasların kasılma
şiddeti de her vuruşta değişebilmektedir. Topun ölü olduğu zamanlarda ise
kaslar vücudun dikey konumunu muhafaza edecek konumdadır. Aynı zamanda top
oyunda iken vücut anaerobik bir çalışma içine girmektedir.
Bütün
bu fiziksel çalışmalara ek olarak zihinsel çalışma yoğunluğu devam etmektedir.
Özellikle beyin, vuruşun ön karar safhasında birçok soruya cevap vererek
tepkisini süratle kaslara iletmektedir. Beyin ile kaslar arasındaki bu iletişim
ortalama 1 saniyelik aralıklarla topun oyunda olduğu süre içinde ard arda devam
etmektedir. Bu zihinsel tepki aralığı da diğer spor branşlarından daha kısa sürelerde
gerçekleşmektedir. Topu oyunda tutabilmek veya sayı yapabilmek için konsantrasyon ve motivasyonun çok üst düzeyde
olması gerekmektedir.
Vuruş
periyotlarının sürekliliği göz önüne alınacak olursa; ard arda gelen ortalama
1'er saniyelik süreler içinde vücudun girdiği fiziksel ve zihinsel yükün
organizmayı laktik anaerobik bir ortamda çalışmaya zorladığı görülür. Üst üste
gelen yorgunluk ve setlerin uzaması ile vücut total yorgunluğa doğru
sürüklenir. Dolayısıyla masa tenisi sporcusunun alaktik anaerobik, laktik
anaerobik kapasitelerinin güçlü olmasına ve aerobik kapasitesinin ise
oluşabilecek yorgunluğa karşı koyabilecek yeterliliğe sahip olmasına ihtiyaç
bulunmaktadır. Bu da masa tenisinin
birçok spor branşından daha fazla yorgunluk yarattığı gerçeğini ortaya
koymaktadır.